Biz...

Biz, Kamil ve Şemsa Talun'un biricik çocukları olan
Susen Akyüz, Sumru Alp, Hamza Zafer Talun, Suna Akçin ve Suat Talun'un çocukları
olarak sonunda böyle bir blog ile bir iletişim kanalı yaratmaya karar verdik.
Baktık ki yalnızca düğünlerde biraraya gelebiliyoruz ve düğünlere de uzun bir
ara veriyor gibiyiz, açıkcası birbirimizden haber alamamaktan korktuğumuz için
acil olarak işe giriştik =D Umarız bu site çocuklarımız, çocuklarımızın
çocukları, ... tarafından da kullanılır. Hepimize hayırlı uğurlu olsun...
Sevgiler ;)


18 Mart 2009 Çarşamba

RESİM TOPLUYORUZ



Kuzenler,

Tüm kuzenler, eşleri ve çocuklarına ait vesikalık ya da benzeri resimleri topluyoruz.


Aklımıza gelen fikir şöyle,

Toplanan resimleri tek bir resim haline getirip blog sayfamızda yayınlayacağız. Başka fikirler de bekliyoruz.Resimleri gönderme adresleri;

dilekakcin@yahoo.com

aslitalun@gmail.com

NOT: 30.Nisan.2009 tarihine kadar resim göndermeyen üyelerimizin bizde var olan resimleri kullanılacaktır. Saygılar ve Sevgilerimizle

Süt içmeli..


Mart biraz hareketli geçiyor İstanbul'da. Bir soğuk, bir ılık. Hatta bazen neredeyse sıcak diyecek gibi oluyoruz. Tabii ki de çok sevgili Mart ayı beraberinde soğuk algınlığı, yorgunluk, biraz da (rüzgardan olsa gerek) sersemlik getirdi. Gazetelerde, dergilerde, arkadaş sohbetlerinde, aile büyüklerimizin cümlelerinde sıklıkla geçen önerilere katkıda bulunmak istedim.
Son zamanlardaki favorim akşamları yatmadan önce ılık süt içmek. Yabancı olduğunuz bir öneri değil. Sadece bazen hatırlatmak gerekiyor.
Dilerseniz içine biraz da bal katabilirsiniz. Mükemmel bir uyku sizi bekliyor olacak emin olabilirsiniz. Aynı zamanda sütten alacağınız besin maddeleri sayesinde vücudunuz da direnç kazanacaktır.
Başka önerileri de bekliyoruz.

6 Mart 2009 Cuma

Yüksek sesle söylemekte oldukça zorlandığım bir olay geldi başıma (Ne kadar zorlandığıma Melis tanık olmuştur; ona danışabilirsiniz). Üzülerek söylüyorum ki kuzeniniz artık üniversitede öğretim görevlisi adayı oalrak görev yapamayacak. YÖK, 2008 yılının Ağustos ayında ben ve benim durumumdaki binlerce doktora öğrencisinin kariyerlerine farklı bir yön çizdi. Doktoram devam ediyor. Üniversitedeki odamın kapısında hala adım yazıyor. Boş masam ve çöp kovam, ama en çok da aklım hala okulda. Durum böyle olunca buzağılarımla olan doktora tezimi de değiştirmek zorunda kaldım. Çok üzgünüm. Akıbetim belli değil. Kendimi paslanmaz çelik kablo kanalı işine verdim (Gerpa A.Ş.)!!! Umutsuzluğa kapılıp bunalıma doğru gidiyordum ki sanırım ucuz atlattım. Şu günlerde doktora tezimin yeni konusunu belirlemeye çalışıyorum, iş arıyorum, Ağustostan bu yana edindiğim üzüntü kilolarından ve yüzümdeki sevimsiz bıkkın ifadeden kurtulmaya çalışıyorum. Bu dönemde bencillik edip sizleri ihmal ettim. Ama dün (5. Mart.2009) bir büyüğümün cümleleri, unuttuğum bazı değerleri hatırlattı. Dilek Akçin' in hayatından haberleri okudunuz. Güncel haberlerle yeniden karşınızda olacağım. Herkese güzel an'lar diliyorum.
Sevgili KUZENLERim. Dün akşam kulağıma bir şeyler fısıldadılar da kendime geldim. Ne yaparsan yap an'lar geçip gidiyor. Hayat şartları, farklı şehirler vs. nedeniyle çok sık görüşebilen bir kuzenler grubu değiliz. Üzülerek hatırlatmak isterim ki hayat sadece Neşeli Günlerden ibaret değil. İyi günümüzde, kötü günümüzde,güldüğümüzde, yorulduğumuzda, hüzünlendiğimizde, özlediğimizde, çok özlediğimizde, yanlız kaldığımızda, merak ettiğimizde, canımız dedikodu çektiğinde, yeni haberler duyduğumuzda ya da sadece aklımdasın demek için bir kaç kelime yazabileceğimiz bir blogumuz var. Bu kadar saygı ve sevgi dolu bir sülaleye sahip olduğumuz için ne kadar şanslı olduğumuzu unutmamamız gerek diye düşünüyorum. Bunun içindir ki bu yazıyı bir Nazar Boncuğu ile renklendirmek istedim.
Ben yukarıda yazdıklarımı burada yapamadım. Şahsım adına düşüncesizce davranıp kırdığım herkesten özür diliyorum. Telafi edeceğime emin olabilirsiniz.
Saygı ve sevgilerimle